Sunday, February 11, 2007

Hayat

Gün olur içinden kopar gider geçmişin, elinden gelse bir çırpıda yanlızlığa bürünüp yok olmak gelir içinde ya; neyse der her sefinde kapatırsın aynı senaryonun farklı bölümlerini.

Bir umut yakarsın içinden önce sonrasında büyütmek kalır gün geçtikçe, lakin gözden kaçırdığın bir şeyler olur da ardına baktığında nedendir bu koşturmaca dersin ya kendi kendine, sakın üsteleme olur mu? Biz insanlar aslında çözülmesi hiçte zor olmayan karmaşık canlılarız sanırım. Karmaşık diyorum çünkü karmaşıklık bizim kendi duygularımız ve düşüncelerimizden ileri gelmekte.Öyle ki çok mutlu ve heyecanlı başladığımız bir başlangıcı kendimize zehir edebilecek yapıya sahibiz ya, halbuki alttan alabilen yapıcı ve bir anlık öfkeden uzak olabilsek üstesinden gelmeyecek hiç bir sorunumuz olmaz sanırım.

Ama hayat dedik ya adına başlarken, illa heyecan olacak, birşeyleri ıspatlama, birinin diğerinin altında kalmayan anlamsız tavırları, sebepsiz kıskanmalar vardır ya...

Öylemiydi peki eskiden? Sevgliyi sevmek bile sanki başka bir baharı yaşamak gibiydi. Şimdilerde aşklar bile sadece 14 şubatlara takılı kalmış herkesin sorgusuz alış-verişe tutunduğu günlerde kalakalmış; Oysa sahiplenmeli bütün herşeyi, onları ne belirli bir güne ne de anlamsız kelimelerle çerçeveletmemek gerek. Hayatı anlamı ile yoğurmak, kahramanlıkları ise samimi birer baş rol oyuncusu yapmalı! Değişen dünya gibi dursa da değişebilenin bizlerin duygu ve düşünceleri olduğunu ve her bedende farklı bir baş role büründüğünü unutmamalıyız.

Gelin bugün kendimize bir iyilik yapalım; işe kendimizden başlayalım. Yalın ve öz benliğimizdeki zengin duygu ve düşüncelerimizi bütün samimiyetimizle paylaşalım. Sonra gelin beraber bulmacayı bütüne tamamlayalım ne dersiniz?

No comments: